


1918 yılında doğdu. On bir yaşında ayakkabı çıraklığı yapmak üzere Bükreş’e geldi. Bir çok işçi hareketinde yer aldı. 1936 ve 1940 yılları arasında bir müddet hapis yattı.
1939 yılında bir başka komunist olan Elena Petresku ile evlendi. 1947 yılında II. Dünya savaşını takiben, Romanya’da tam olarak iktidarı ele geçiren Komünist parti iktidarında tarım bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler Bakanlığı yardımcılıklarını yürüttü. Daha sonra Komünist Parti’nin ikinci adamlığına kadar yükseldi. Politburo’da önemli görevler aldı.
Mart 1965'te Gheorghiu-Dej'in ölümü üzerine partinin birinci sekreterliğine (Temmuz 1965'ten sonra genel sekreterlik) getirildi.Aynı yıl parti adının Romanya Komünist Partisi olarak değiştirilmesini ve sosyalist cumhuriyet temellerine dayalı yeni bir anayasanın kabul edilmesini sağladı.Aralık 1967'de Devlet Konseyi başkanlığını da üstlenerek devlet başkanı oldu. Mart 1974'te Romanya Komünist Partisi (PCR) genel sekreterliği ve Devlet Konseyi başkanlığının yanı sıra yeni oluşturulan cumhurbaşkanlığı makamını da üstlendi.
1968-70 arasındaki temizlik hareketiyle Stalin yanlısı olarak bilinen yöneticileri görevden uzaklaştırdı.Sosyalist Birlik Cephesi yerine, Komünist Cephe'nin yanı sıra sendika, kooperatif ve mesleki kuruluşların yer aldığı Demokratik Halk Cephesi'nin kurulmasına öncülük etti.
Ceauşescu dış politika alanında bağımsız bir çizgi izlerken, ülke içinde baskıcı bir yönetim kurdu. Yalnızca devlet başkanından emir alan gizli güvenlik örgütü Securitate aracılığıyla konuşma ve basın özgürlüğünü kullanılamaz hale getirdi, en küçük muhalefete bile izin vermedi.
Ceauşescu ayrıca kişiliği çevresinde bir kült oluşturmak için çaba gösterdi, gücü kendi elinde topladı; karısı Elena Ceauşescu ve ailesinin öteki üyelerini önemli görevlere getirdi.Bu arada köylüleri yeni tarım-sanayi komplekslerinde toplama projesi içeride ve dışarıda büyük bir tepkiyle karşılandı.
1960’larda Romanya’yı Varşova Paktı üyeliğinde çıkardı. Bu kendisine Batı’da daha sempatik bakılmasına yol açarken o ülkeyi militanvari yöntemlerle idare etmeye devam etti. Gizli Polis serbest düşünce ve medya üzerinde çok sıkı kontrol uygulamaya başladı. 1982’de ülkenin tüm ürünlerini, kötü yönetim nedeni ile oluşan borçları ödemek üzere ihracata yönlendirdi. İç piyasada her şeyi karneye bağladı. Ülkedeki bu uygulama, ciddi yiyecek, giyecek ve ilaç sıkıntısı yarattı. Halk açlık sınırında yaşamaya başlarken kendisinin lüks ve ihtişama dayalı yaşamı ise devam ediyordu.
Ceauşescu, 1980'lerde parti ve hükümet üzerindeki sıkı denetimini sürdürmek için katı politikalar izlemeye başladı.Muhalefete karşı izlenen baskıcı tutum, 1980'lerin ikinci yarısında SSCB ve Doğu Avrupa'da gelişen reform dalgasından sonra daha da sertleşti.
Doğu Avrupa ülkelerinde Komünist Parti rejimlerinin hızla sarsıldığı 1989 sonlarında Romanya'da ilk kitle gösterileri Temeşvar'da başladı.
Ceauşescu rejiminin çökmesiyle sonuçlanan olaylar askerlerin, polis ve gizli polis gücü Securitate'nin 17 Aralık 1989'da Macar azınlığın yaşadığı Temeşvar (Timişoara) kentinde yönetim karşıtı göstericilerin üzerine ateş açmasıyla başladı. Ceauşescu'nun duruma egemen görünüyor olmasına rağmen ayaklanmalar kısa sürede Bükreş'e sıçradı; 21 Aralık'ta Ceauşescu'nun Bükreş'te yaptığı konuşma sırasında dinleyiclerin tepki göstermesi, Ceauşescu'nun iktidarını kaybettiğinin en açık belirtisi oldu.21-22 Aralık gecesi yer yer ordu birliklerinin de desteklediği ayaklanmacılarla Ceauşescu'nun emrindeki gizli polis gücü Securitate arasında şiddetli sokak çatışmaları yaşandı. Ardından tüm Çavuşesku karşıtları, yayın binaları, kamu kuruluşlarını ve polis karakollarını ele geçirdi. Bu nedenle devlet kurumları görevlerini tam yapamaz hale geldi ve devlet televizyonu TVR'nin sık sık yayınları kesildi. 22 Aralık'ta ayaklanmalar bütün ülkeye yayılınca ordu birlikleri tamamen ayaklanmacıların safına geçti, böylece Ceauşescu rejimi çöktü.
Aynı gün Ceauşescu ve karısı Elena bir helikoptere binerek Bükreş'ten kaçtılarsa da çok geçmeden yakalandılar. Bükreş'in kuzeybatısındaki Târgovişte'de bir kışlada tutulan Ceauşescu ve karısı, 25 Aralık 1989'da, yaklaşık bir saat süren yargılamanın ardından kitle katliamı, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, vatana ihanet ve kamu malını zimmetlerine geçirme suçlarından idama mahkum edildiler. Aynı gün içinde kurşuna dizilerek idam edildiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder